... SORUNU CÖZERSEN ONU BIR GÜN ICIN ÖZGÜR KILARSIN, BIR INSANA SORUNLARINI CÖZMEYI ÖGRETIRSEN ONU HAYATI BOYUNCA KENDINDEN EMIN KILARSIN. blog layouts

BIR INSANIN CAHIL OLDUGUNU BILMESI / ILME ATILMIS ILK ADIMDIR

Pazartesi, Eylül 25, 2006

CAMILERIMIZ ve SEHITLIK BERLIN...




Türk şehitliği/ Camii

Berlin’deki Türk Şehitliğinde inşa edilen cami, Türk-İslam mimari anlayışıyla Avrupa’daki diğer camilerden ayrılıyor. Yakın zamanda tamamlanacak olan kültür merkezi ile de Berlin Türk Şehitliği’nin kültür ve dinlerin birleştiği bir merkez olması amaçlanıyor.
Almanya’nın başkenti Berlin’deki Türk Şehitlik Camii, görülmesi gereken mekanların başında geliyor. Adını şehit mezarlarının olduğu araziden alan caminin üzerinde bulunduğu mekanın öyle bir mazisi var ki dinleyenleri cezbediyor. Üstelik bu cami birçok özelliğiyle Avrupa’da inşa edilen diğer camilerden de ayrılıyor.
Berlin’deki Türk Şehitliği’nin inşası 1700’lü yıllara, Osmanlı-Prusya dostluğuna dayanıyor. İlk Osmanlı-Prusya Dostluk ve Ticaret Anlaşması II. Friedrich Wilhelm (Büyük Frederik) zamanında imzalanır. II. Friedrich Wilhelm, Türk-Alman toplumlarının karşılıklı ilişkilerini anlatırken, “Eğer Türkler gelip ülkeme yerleşmiş olsalardı onlara camiler yapardım.” ifadesini kullanır.
Türk Şehitliği’nin kuruluşu, Osmanlı’nın ilk sürekli sefiri (elçisi) olarak 3 Haziran 1797’de Berlin’e giden devlet adamı, şair ve mutasavvıf Giritli Ali Aziz Efendi’nin vefatına dayanır. 1798’de vefat eden Ali Aziz Efendi’nin naaşının o dönemde ülkeye nakli mümkün olmadığından Prusya Kralı III. Friedrich Wilhelm bir yer tahsis eder. 1804’te Osmanlı maslahatgüzarı Mehmed Esad Efendi de Berlin’de vefat edince Ali Aziz Efendi’nin yanına defnedilir. 1866’da eski Türk mezarlığı, zamanın Osmanlı Padişahı’nın izni alınarak lağvedilir ve yerine bugünkü Columbiadamm adlı yere nakledilir. Birinci Dünya Savaşı’nda yaralanarak tedavi için getirildikleri Berlin’de vefat eden Osmanlı Türk subayları da defnedilince mezarlığa “Şehitlik” denmeye başlar. Ermeniler tarafından Berlin’de öldürülen Talat Paşa da 1943’te Türkiye’ye nakledilinceye kadar burada yatar.
Türk Şehitliği, yalnızca Osmanlı Türk subayları ya da devlet adamlarına değil Arap, Kazak, Pakistanlı, İranlı, Kırımlı, Filistinli, Tunuslu Müslümanlara da ev sahipliği yapıyor. İmam Harun Bulut, “Şehitlik arazisinin Osmanlı’ya verilmesinin ardından ilk zamanlar bütün mezarlığı dolduracak kadar şehit yoktu. Dolayısıyla Müslüman toprağı olması nedeniyle o dönemde Türkiye ve diğer milletlerden gelip vefat eden insanlar arazi müsaitken buraya defnedilmiş.” diyor. Berlin Türk Şehitliği’nin önemli bir özelliği de cumhuriyetin ilânından sonra doğrudan Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması. 1924-1990 arasında Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı kalan arazi bu yönüyle dünyada bir ilk olma özelliğine sahip. 1980’de, bir de mescit inşa edilir. Arazinin Diyanet İşleri’ne devredilmesi ise ancak mescit kurulduktan yaklaşık 15 yıl sonra iki minareli bir cami kurulması kararı alınınca gerçekleşir. Mescit ise 1998 yılında yıkılır.
Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra şehrin tekrar önemli bir merkez haline gelmesiyle birlikte Almanya’daki Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği yeni bir proje hazırlayarak, bütün Müslümanların çok amaçlı faydalanabileceği bir proje gerçekleştirmeye karar verir. Berlin Şehitlik Camii ve Kültür Merkezi adıyla 1994’te hayata geçirilmek istenen projenin uygulanmasına ancak 1999’da başlanabilir. Harun Bulut, projenin uzun çalışmalar sonucu Türk-İslam mimarisini yansıtacak şekilde hazırlandığını söylüyor. Proje çerçevesinde cami inşaatı tamamlandı; ama kültür merkezinin yapımına devam ediliyor.
Proje tamamlandığında arazi üzerinde çok maksatlı salon, 225 kişilik konferans salonu, sergi salonu, Türk el sanatları galerisi, spor salonu, kitap satış ünitesi, kütüphane, okuma odası ve klasik Türk evi tarzında sohbet odası yer alacak. 3 bin 555 metrekarelik bir inşaat alanına sahip projenin toplam maliyeti ise yaklaşık 2 milyon 350 bin Euro. Finansman Almanya’da yaşayan Müslümanlar tarafından karşılanıyor. Harun Bulut, Berlin Şehitlik Camii’nin şu anda milli bir araziye sahip olması ve mimari özellikleriyle Avrupa’daki diğer camilerden ayrıldığını ve tek olduğunu söylüyor.
H.A.E. Saygilarla

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home