... SORUNU CÖZERSEN ONU BIR GÜN ICIN ÖZGÜR KILARSIN, BIR INSANA SORUNLARINI CÖZMEYI ÖGRETIRSEN ONU HAYATI BOYUNCA KENDINDEN EMIN KILARSIN. blog layouts

BIR INSANIN CAHIL OLDUGUNU BILMESI / ILME ATILMIS ILK ADIMDIR

Pazartesi, Ocak 08, 2007

Büyüklere medya okur yazarlığı dersi...


BÜYÜKLER İÇİN TV OKURYAZARLIĞI DERSİ TALEP EDİYORUM

Hayatın gerçekleriyle medyada gerçek adına sunulanlar çok farklı. İşte bunu çocuklarımıza çok küçük yaştan itibaren öğretmemiz gerekiyor. Bu amaçla ilkokullara bir medya okur yazarlığı dersi kondu bile.
Şimdilik pilot illerde (Adana, Ankara, Erzurum, İstanbul ve İzmir) uygulamasına başlanan bu dersle çocuklarımız TV’de her gördüklerine inanmamayı öğrenecekler. Peki ya büyükler?
Türkiye dünyanın en çok TV izleyen ülkelerinin başında geliyor. Bu konuda ABD ile başa baş gidiyoruz. Ülkemizde insanların ortalama günde dört saati TV başında geçiyor ki bu bir dünya rekoru. Peki kanallarda yayınlanan programların ve reklamların birilerinin özel seçimiyle oluşturulmuş kurgusal gerçekler olduğunu ne kadar farkındayız? Hele hele reklamların baş hedefinin tüketicinin satın alma iştahını kabartmak olduğunu hiç unutmamak gerektiğini. Ya bir de üretmeden tüketmeye meraklı insanlar ülkesi olduğumuz gerçeğini de bununla bir araya koyarsak! İzlediğimiz programları sık sık bölen, filmin en heyecanlı yerinde yayına giren bir reklamın görüntüleri “gelsin yeniler, gitsin eldekiler” diye seslenir bize... O reklamın müziği ise üstü örtük biçimde şöyle söylemek ister: Hep daha iyisi, hep daha yenisi... Yepyeni ütünüzü atın, daha büyük su haznelisi çıktı, onu alın. Elektrik süpürgenizi atın, torbasızları çıktı onu alın. Reklamcılar bunları hangi görüntü ve müzikler eşliğinde söyleyeceklerini, izleyiciyi ençok nasıl etkileyeceklerini bulmak için yıllarını harcarlar. Reklamlar genel olarak insanın duygularına hitap ederek alışveriş yapmaya zorlar.
TV’lerde görüntüler çok hızlı aktığından (saniyede 30 görüntü) beynimizin bunlarla ilgili bilinçli bir analiz yapması imkansızdır. Beynin bilinçli olarak algılayabileceği görüntü hızı en fazla saniyede 8 görüntüdür. Dolayısıyla TV beyin yıkayıcı bir araç olarak kullanılmaya son derece elverişlidir. Reklamcılar da televizyonların en çok bu özelliğinden yararlanırlar.
Bu gibi nedenlerle her defasında TV ve reklam izlemekten başka yapacak bir işimiz olup olmadığını kendimize sormalıyız. Seyredeceksek bile bilinçli seyretmeli, aile bireyleri ve özellikle çocuklarla seyrettiklerimizin anlamı üzerinde sohbet etmeliyiz. Okullara konan medya okur yazarlığı dersi başarılı olursa bütün ülkeye yayılacak. İstatistiklere göre televizyon seyretmeye daha iki yaşında başlatılan çocuklarımız belki daha bilinçli seyredecekler televizyonları. Kurgusal kişilerin eskisi kadar etkisinde kalmayacaklar. Peki ya büyükler? Onların da az çok benzeri bir eğitimden geçirilmeleri gerekmez mi?

Nicomedian

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home