... SORUNU CÖZERSEN ONU BIR GÜN ICIN ÖZGÜR KILARSIN, BIR INSANA SORUNLARINI CÖZMEYI ÖGRETIRSEN ONU HAYATI BOYUNCA KENDINDEN EMIN KILARSIN. blog layouts

BIR INSANIN CAHIL OLDUGUNU BILMESI / ILME ATILMIS ILK ADIMDIR

Çarşamba, Kasım 29, 2006

EĞİTİM ŞART...





Cem Yılmaz’ın meşhur reklam filmi hafızalarınızdadır. Hâlen yayında mıdır ?
Bilemem.
Hani korsan gıda maddesi imâl ederken yakalandığı reklam filmi.
Sonra polis baskını.
Merkeze götürülürken polis otosunda kullandığı o insanı güldüren akıllardan çıkmayan repliği : ‘Eğitim Şart !
Usülsüz bir eylem ya da işlem yapıldığını gördüğümüzde, suçluyu bulmuşuzdur.
Eğitim.
Yani eğitimsizlik.
Gecekondusuna kaçak elektrik çeken birisini fark ettik.
Cezai işlemler yapıla dursun, yaygın ve oldukça da tutmuş bir eleştiri şeklidir :
-‘Efendim, eğitim şart bu ülkeye !’
Mesela ülkenin periferisindeki (varoş/banliyo/taşra) bir gecekonduda kaçak elektrik kullanıldığı tespit edildiğinde, kelli felli bakanlar hemen kameraların karşısına çıkarlar.
Halkın bilinçlendirilmesi gerektiğinden, kaçak elektrik kullanımının bu yıl bilmem kaç yüzbin kilowat saat olduğundan dem vururlar.
Kitlelerin eğitilerek, bunun ülke ekonomisine getirdiği zararların anlatılması gerektiğini söyler dururlar.
Söylerler de, örneğin bir elektrik santrali ile ilgili enerji ihalesi söz konusu olduğunda, ‘eğitim şart’ teranesi burada zikredilmez.
Çünkü asıl mesele eğitim falan değildir.
Herkesin bir fiyatı olduğu gerçeği ile ilgilidir.
Oportünizmin (fırsatçılık) niceliği ile ilgilidir.
Kimin neye ne şekilde tenezzül edeceği ile ilgilidir.
Düşününüz lütfen.
Kaçak elektrik kullanan ile enerji ihalesinde yolsuzluk yapanın arasında etik (ahlaki) açıdan bir fark var mıdır yok mudur ?
Peki neden birinde ‘eğitim şart’ martavalına maruz kalırız da, diğerinde işin bu kısmından hiç bahsedilmez ?
Çünkü her zaman dediğimiz gibi:
Bu ülkeyi en iyi soyanlar, en iyi eğitilenlerdir de aynı zamanda.
Ne bileyim, örneğin Engin Civan, Boğaziçi Üniversitesi mezunuydu...
Politikacılara ve bakanlara hiç girmeyeceğim yoksa işin içinden çıkamam !
Bir de güzel isim bulmuşlar:
‘Nitelikli dolandırıcılık !’
Efendiler !
Dolandırıcılığın niteliklisi (kaliteli / vasıflı ) mi olurmuş ?
Yok olur diye iddia ederseniz, bunun temelinde ‘eğitim’ olduğu gerçeğini de göz ardı edemezsiniz.
Eğitilmemiş bir insan nasıl vasıflı bir dolandırıcı olabilir ?
Olamaz.
Eğitemediğiniz adamların yaptıkları dolandırıcılıklar da, niteliksiz (kalitesiz/vasıfsız) olarak ortada kalır.
Zaten Türk Ceza Kanunu’ na eklenen bilişim suçları adlı maddeler de , aslında bu ‘eğitim şart’ hikayesini başlı başına çürütüyor.
Çünkü bilişim suçları ekseriyetle eğitilmişler içindir...
Hacı Şevko Ağalar için değil !
Selâmetle...
BAVER

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home