... SORUNU CÖZERSEN ONU BIR GÜN ICIN ÖZGÜR KILARSIN, BIR INSANA SORUNLARINI CÖZMEYI ÖGRETIRSEN ONU HAYATI BOYUNCA KENDINDEN EMIN KILARSIN. blog layouts

BIR INSANIN CAHIL OLDUGUNU BILMESI / ILME ATILMIS ILK ADIMDIR

Perşembe, Aralık 07, 2006

Kadın ve Erkeğin Beyin Yapısındaki Farklar


Kadınla erkeğin bedenindeki farkları ana hatlarıyla ele almıştık. Şimdi beyin yapısındaki farklara değineceğiz. Bu konuyu neden ele aldım? Bu farkların bilinmesinin hem kadın ve erkeğin beyinlerinin çalışma biçimini açıklamada hem de tıbbı tedavilerde önemi var. Birincisi bizler için ikincisi ise doktorlar için anlamlı ve gerekli elbette. Aşağıda biraz tıbbi bulabileceğiniz ama yine de ilginç bilgiler var. Belki aralarında bu kadar önemli farklar olan iki cinsin neden çoğu kez (ve özellikle günümüzde daha da çok oranda) birbirini anlayamadığına, bunun mümkün olup olmadığına ve belki birbirine benzemekten çok birbirini tamamlaması gerekip gerekmediğine de bir parça ışık tutar bu bilgiler. Bütün bu bilgiler kuşkusuz şu cinsin şu cinse üstünlüğünü değil bunun tam tersini yani bir üstünlüğün söz konusu olmadığını gösteriyor kanımca.

- Kadınlarda konuşma yeteneklerini yönlendiren merkez beynin sol tarafında yerleşmiş olarak bulunuyor. Erkeklerde ise bu yetenekler beynin ön ve arka kısımlarında dağılmış olarak konumlanıyor. Bu nedenle kadınların konuşma yetenekleri erkeklere göre daha gelişmiş.
- Kadınlarda duygusal tepkiler beynin her iki yarımküresinde oluşuyor. Erkeklerde ise bu merkezler sadece sağ yarımkürede bulunuyor. Erkek bu nedenle duygularını daha zor ifade edebiliyor.
- Kadın beyni iyi bir müzisyen olmak için çok elverişli. Armoninin sağlanmasındaki yumuşaklık kadın beyninin güçlü yanları.
- Kadınlar yabancı bir dili daha kolay öğreniyor, ana dillerini de daha iyi kullanıyor. Kekemelik erkeklerde daha sık görülüyor.

Buraya kadarki bilgiler için kaynak: Anne Moir ve David Jessel’in yazdığı "Beyin ve Cinsiyet" adlı kitap. Aşağıdaki daha tıbbi bilgileri ise PROF.DR. BARİA ÖZTAŞ’ın (İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Fizyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi) "Klinik Psikofarmakolojide Yenilikler-IV" sempozyumu konuşma metninden derledim:

- Beyin ağırlığı: Erkek beyninin yüzde 9-14 oranında daha ağır olduğu biliniyor. Fakat beyin ağırlığını vücut ağrılığına oranladığımız zaman, kadın erkek arasındaki bu fark ortadan kalkıyor. Erkeklerde sağ korteks daha kalın ve daha belirgin.
- Beyin yaşlanma hızı: Çok sayıdaki araştırmada gösterildiği gibi, erkek beyni kadın beyninden daha hızlı yaşlanıyor. Beyin yaşlanması kadınlarda sağ ve sol yarıkürede simetrik geliştiği halde, erkeklerde yaşlanma asimetrik ve en fazla sol yarıkürede gerçekleşiyor. Dolayısıyla kadının yaşlılıkta beyin fonksiyonları erkeklerden daha az etkileniyor ve yaşlanma erkeklerde sol yarıküre fonksiyonlarını daha fazla bozuyor.
- Beyin kan akımı: Yapılan araştırmalarda beyin kan akımının, kadında bütün beyin bölgelerinde erkeklerden daha fazla olduğu tespit edilmiş. Bunun nedeni henüz anlaşılmış değil.
- Beyin glikoz kullanımı: Beyin kan akımı gibi, beyin glikoz kullanımı da kadın beyninde erkek beyninden yüksek. Yapılan bir başka araştırmada; kadının bütün beyninin glikoz kullanım hızının, erkekten % 19 daha fazla olduğu gösterilmiş. Araştırıcılara göre kadın beyninin glikoz kullanım hızının erkekten fazla olması östrojen hormonundan kaynaklanıyor. Östrojen hormonu düzeyinin en yüksek olduğu dönemde, kadın beyninin glikoz kullanımı da en yüksek.- Serotonin miktarı: Kadın beyninde serotonin* miktarı daha fazla. Kadın ve erkek beyninde serotonin miktarlarının farklılığı yanında, serotonin sağ ve sol yarıkürede farklı şekilde dağıldığı da gösterilmiş. Serotonin mekanizmasının kadında yarıküreler arasında asimetrik olması, sağ ve sol yarıküreler arasındaki asimetride rol oynayabilir mi? Bilindiği gibi sağ yarıküre; sözel olmayan, sentetik, spasyal, algısal fonksiyonları, sol yarıküre; sözel, analitik sıralı zamana bağlı fonksiyonları üstlenmektedir. Erkeklerde kadınlara göre yarıküreler arasındaki asimetri daha belirgindir.
- Ruh hastalıkları: Diğer taraftan cinsiyet ve psikopatoloji arasında da yakın ilişki vardır. Erkekler otizm, çocukluk davranış bozuklukları, psikopati, cinsel sapmalar, erken başlayan ve kronik gelişim gösteren şizofreniye yatkın oldukları halde, kadınlar depresyon, anksiyete, fobiler, histeri ve aneroksiya bulimia gibi hastalıklara çok daha fazla yatkındır. Bu hastalıkların gelişiminde diğer etkenler yanında serotonin de önemli bir yere sahiptir.Serotoninin kadın ve erkek beyninde farklı dağılımının yanında diğer bazı benzer maddeler de her iki cinsin beyninde farklılık göstermektedir.
Sonuç olarak, hem fizyolojik, hem yapısal, hem de biyokimyasal yönden kadın ve erkek beyinleri arasında çok önemli farklılıklar var. Yapılan son araştırmalarla da bu farklılıklar daha da büyük önem kazanıyor. Bu farklılıkların olduğunu bilmek, hem fizyolojik davranışları değerlendirmede, hem psikiyatrik ve nörolojik bozukluklarda tedaviyi düzenlerken bu farkı göz önüne almak son derece önemli görünüyor.
*Serotonin bir nörotransmiter. Bu madde beyindeki fizyolojik, patolojik pekçok fonksiyonu yönlendiriyor.

Nicomedian

2 Comments:

At 9:09 ÖS, Blogger Deniz Kamcez said...

Bu yazının yazılışından yaklaşık bir ay sonra 28.12.2006 tarihli Akşam gazetesinde başyazar Serdar Turgut'un Kadın Beyni başlıklı bir yazısı çıktı. İçerik büyük ölçüde bu yazıyla örtüşüyordu.
Hmmm, blogçular olarak gazetelerin önünde gidiyoruz galiba:)))

 
At 9:26 ÖS, Blogger ERDIL said...

Sn.Nicomedian Siteyi kurarken her yazilan yazinin bütün icerikligi cümle cümle bir cok arama sistemlerinde karsimiza cikiyor yazilari hazirlarken internete baktiklari an Örnegin yaziniz belki 100 defa karsilarina cikiyor.Bu durumda bizlerin vermek istedigimiz mesajlar yerini buluyor.Tipki 2 ay evvel yazdiginiz yazi Haydarpasa gari da dünki haberlerde idi.Belki siteye yorum gelmiyor ama okuyucumuz cok yönlü.Bakalim Tele vizyon nasil bir ay olacak sevg.saygilar.

 

Yorum Gönder

<< Home