... SORUNU CÖZERSEN ONU BIR GÜN ICIN ÖZGÜR KILARSIN, BIR INSANA SORUNLARINI CÖZMEYI ÖGRETIRSEN ONU HAYATI BOYUNCA KENDINDEN EMIN KILARSIN. blog layouts

BIR INSANIN CAHIL OLDUGUNU BILMESI / ILME ATILMIS ILK ADIMDIR

Cuma, Aralık 01, 2006

PSIKOLOG ve PSIKIYATR



Halk arasinda devamli olarak karistirilan iki kavram; Saglik konumuna bu karistirilan iki kelimeye aciklik getirimi ile baslamak istiyorum.Bugün gelismis ülkelerde en cok ihtiyac duyulan bir mercidir.Bu durum ise bizde kelimelerin karisimi ile tam olarak anlasilmamistir.Sayin Dogan Cüceloglunun aciklama yaptigi yazisinda söyle bir aciklik getirmistir.
Psikolog kimdir?
Düşünce, duygu ve davranışları inceleyen bilime psikoloji, bu bilimin eğitimini almış ve meslek olarak uygulayan kişiye psikolog denir.
Değişik psikoloji alanları var mıdır?
Evet vardır. Yaşamın her alanıyla ilgili bir psikoloji alanı geliştirebilirsiniz. Gelişim psikolojisi, eğitim psikolojisi, çalışma psikolojisi, iletişim psikolojisi, aile psikolojisi, klinik yani davranış bozuklukları psikolojisi, grup psikolojisi, vb. listeyi uzatıp gidebilirsiniz.
En çok bilinen alan hangisi?
En çok bilinen klinik psikoloji alanıdır. Klinik psikologlar psikoterapi yapmak üzere eğitilmiştir ve o nedenle kendisine psikoterapist denir.
Psikolojik sorunları olanlar psikoterapistlere danışabilirlermi? Peki, psikiyatrlar da psikoterapik tedavi yapmıyorlar mı?
Evet, psikiyatrlar da psikoterapi yaparlar.
Klinik psikolog ve psikiyatr arasındaki fark ne?
Klinik psikolog dört yıllık bir psikoloji üniversite eğitiminin ardından en az iki yıllık bir klinik psikoloji uzmanlık eğitimi almış daha sonra da lisanslı bir psikoterapistin gözetiminde binlerce saat çalışarak kendisi lisans sınavından geçerek psikoterapi yapmaya hak kazanmış kişidir.

Psikiyatr 6 yıllık tıp eğitiminden sonra 4 yıllık bir ruh hekimliği uzmanlık dalında ihtisasını yapmış ve başarıyla bütün sınavlarını vererek hasta görmeye hak kazanmış kişidir. Psikiyatr tıp eğitimi almış bir kişidir ve hekim olduğu için hastasına ilaç yazma yetkisi vardır. Psikologun ilaç yazma yetkisi yoktur.
Peki, kişinin bir sıkıntısı olduğu zaman psikologa mı gitmeli yoksa psikiyatra mı?
İnsan her şeyden önce biyolojik bir yaratıktır. Bu biyolojik yapının üstüne duygu, düşünce ve davranışlar psikolojik sistemler olarak oturur. Kişinin sıkıntısının kaynağı nörofizyolojik bir aksaklıktan kaynaklanıyorsa, yani biyolojik bir temeli varsa, kişinin psikiyatra gitmesi gerekir. Örneğin belirli salgı bezlerinin fazla ya da az salgılaması sonucu oluşan gerginlikler, yorgunluklar, depresyonlar söz konusu olabilir. Ama kişinin dünyayı algılaması, yanlış düşünmesi ve değerlendirmesinden kaynaklanan iç sıkıntıları, iç çatışmaları varsa o zaman psikologa gidebilir.
Kişi nasıl anlayacak sorunun temelinde biyolojik aksaklıklar olup olmadığını?
Birçok durumda sorun kendisini açık seçik ifade eder. Örneğin, ergen kızıyla sürekli sürtüşen bir anne iletişim sorunu yaşamaktadır ve ne yapacağını bilemez hale gelmiştir, kafası allak bullak olmuştur. Bu durumun ilişkiden kaynaklandığını hemen görebilirsiniz; annenin kendisi de bunu bilir.Çünkü psikolojik sorun çözülmezse daha önemli duygu ve düşünce bozukluklarına yol açabilir. Diş ağrısını ağrı kesici ile dindirmekten öte hiç bir şey yapmazsanız, o diş bir süre sonra çok daha önemli sorunların kaynağı olarak karşınıza çıkar. Psikolog da zararlı ve yakışıksız tavırlar için de olabilir mi?
Evet, olabilir. İlaç kullanılması gereken biyolojik kökenli bir sorunu bir psikiyatra yönlendirmek yerine kendinde tutan bir klinik psikologun tutumu zararlı ve yakışıksızdır.
Peki, niçin yakışıksız?
Yaşamsal bir sorunla karşısına çıkan insana yardım etmek için yıllarca eğitim görmüş biri bu insanın acısına ve onun sorunlarının gerçek çözümüne duyarsız davranıyorsa bu içler acısı bir durumdur. Bir insanın mesleği onun yaşama hizmet etme bilincini yansıtır. Kendisine saygısı olan bir insan mesleğine de saygılı olmalıdır. Mesleğine saygısı olmamak yakışıksız bir tavırdır.
Ilerdeki tarihlerde bu konuyu daha da günümüze paralel olarak ele almaya calisacagiz.
Saygilarimla.
H.A.E.

2 Comments:

At 6:44 ÖS, Blogger zeyno said...

Psikolog ve psikiyatr arasındaki farkı çoğu insan bilmiyor bu doğru.Benim söylemek istediğimse halk arasında (bizim ülkemizde) her ikisine de "deli doktoru" gözüyle bakılması, bu sıfatın yakıştırılması. Oysa her normal insanın psikolaga ya da psikiyatra ihtiyaç duyduğu anlar olabilir. Bunu artık aşmamız gerekiyor, gerçekten psikolojik tedavi ya da destek görmesi gereken birçok insan sırf bu inanç yüzünden onlara gitmiyor.

Blogumda görünüşte sorun yok Erdil baba ama ne eskisi gibi resim ekleyebiliyor, ne link verebiliyor, ne de farklı yazımlar yapabiliyorum.Betaya geçme konusunda da sürekli hatırlatma mesajı alıyorum.

Yazılarımız yine çakışmış bu arada:))

 
At 7:35 ÖS, Blogger ERDIL said...

25 yilini okul siralarinda gecirmek.Doktor olduktan sonra devamli olarak forschung (Arastirma) icersinde kalmak.Halk arasinda Deli doktoru denmesini pek yargilamamak lazim.Bu kadar Egitim ve bunun bu meslekte dipsiz kuyu gibi devamli egitim icersinde görmek bizleri Delirtiyor herhalde.Keske onlarin yerinde olsamda bana zir deli Doktoru deseler.Sahaser bir meslek.
Ayni seyler benimde basima geliyor.Hemen Internet ayar kismina giriyor.Temp ve diger toplanan dateleri siliyorum.Bir bakiyorum Resim cikmis.Her sayfa dolasimi ve diger sayfalara gecis Bilgisayara Internet bölümüne kayit ediliyor bu kisim bir zaman sonra kapasitesi doluyor o zaman resim ve link veremezsin.
Sevgiler.

 

Yorum Gönder

<< Home