ÇOCUĞUNUZUN GÜNLÜĞÜNÜ OKUMAYIN
Sn.Pedagog Dr. Melda Alantar cocuklarimiza karsi davranislarimiz icersinde ki iliskileri arasinda olan bu konuya söyle aciklik getirmistir.
Bazı ebeveynler çocuklarını tanımak, onların dünyalarını anlamak için günlüklerini okumaya çalışırlar.
Yaşadıkları olayları, hislerini ve görüşlerini yazmak kendini ifade etmenin sağlıklı bir yoludur. Günlük tutan çocuklar fikirlerini gözden geçirerek yeniden değerlendirme olanağı bulurlar. Çocuk ve gençler yalnız kalmaya ihtiyaç duyabilirler. Yazı yazmak onlara tek başına kalma, kendilerine özel zaman ayırma imkanı sağlar. Yazıların yanı sıra resimler, fotoğraflar, şiirlerle süslenen kişisel bir dünya yaratırlar.
Günlük tutma çocuklarda aidiyet duygusunun gelişmesine de yol açar. Yetişkinler “Yazdıklarını benimle paylaşmak ister misin ?” gibi bir yaklaşımla çocuğun kişisel dünyasını yakından tanımak için çaba gösterebilirler. Ancak anne-baba çocuk hakkında bilgi toplamak amacıyla izinsiz olarak bu dünyaya girmek istediklerinde tepkilerle karşılaşırlar.
Ebeveynler çocukların hayatlarında en çok sevdikleri, güvendikleri kişilerdir. Yetişkinlerin bilgi toplamaya yönelik çabaları çocukları olumsuz olarak etkiler. Bu durumda çocuklar, sevdiği bir insan tarafından çantası, cep telefonu, ajandası karıştırılan bir yetişkinin yaşadığı duyguları hissederler.
Anne-babanın gizlice günlük okuması çocukta hayal kırıklığı, öfke, güvensizlik gibi duyguların ortaya çıkmasına neden olur. Kendi kendine yarattığı dünyasının, özel ve mahrem alanının ele geçirildiği duygusuna kapılır.
Çocukların yetişkinler gibi başkalarıyla paylaşmak istemedikleri duygu ve görüşleri olabilir. Ancak sağlıklı bir ailede sırlara yer yoktur. Anne-baba ailevi sorunları, örneğin taşınma, iş değişikleri, ekonomik sıkıntılar, ayrılık, ölümler gibi olayları çocuğun anlayabileceği açık ve yalın ifadeyle açıklamalıdır.
Ancak yetişkinlerin özel hayatlarına ilişkin ayrıntıları çocuklarına anlatmaları, onları dertlerine ortak etmeye çalışmaları uygun değildir. Zira çocukların duygusal olgunluklarını aşan sorunlarla başa çıkmaları mümkün değildir.
Anne-babanın çocuğun tuttuğu günlüğü gizlice okuyarak bilgi toplamaya çalışması iletişim bağının yeterince güçlü olmamasından kaynaklanır. Çocuğa yakın olmak, onu tanımak bebeklikten erişkinliğe uzanan, devamlılık göstermesi gereken bir süreçtir. Emek, paylaşım, sevgi, saygı, hoşgörü, sorumluluk gibi değerleri içerir.
Çocuğunuzla sağlıklı ve güçlü iletişim kurmak için neler yapabilirsiniz ?
Ev içinde çoğu kez birbirimize odanın öbür ucundan sesleniriz. Ödevlerini yapmadıkları için çocuklarımıza bağırır, bizi dinlemedikleri için kızarız. Öncelikle çocuğunuzla konuşurken birbirinizin gözünün içine bakarak dinlemeye özen gösterin.
Çocuklar anne-babalarının hayat öykülerini dinlemeyi çok severler. Onlara unutamadığınız okul anılarınızdan, çocukken nelerden korktuğunuzdan söz edebilirsiniz. Ergenlik çağındaki gence ise çocukluk aşkınızı anlatabilir, ilk kez ne zaman makyaj yaptığınızı, topuklu ayakkabı ya da smokin giydiğinizi söyleyebilirsiniz.
Çocuğunuza her gün “Günün nasıl geçti ?”,” Bu gün okulda neler yaptın ?” gibi yanıtsız kalan aynı soruları sormaktan bıkmadınız mı ? Öyleyse bu gün ona her zamanki soruları sormak yerine başınızdan geçen alışılmadık, ilginç bir olayı anlatabilirsiniz. Konuşmaya katılıp, sorular sorması için ona fırsat tanıyın.
Bizi sıkan bir olayın olduğu günlerde duygularımızı dışa vurmak sağlıklı bir tepkidir. Birisiyle konuşmak mümkün değilse , canınızı sıkan olay ve duygularınızı yazıya dökebilirsiniz. Ortası delinmiş, etrafı süslenmiş bir ayakkabı kutusunu bu tür şikayetlerin yazılıp, içine atıldığı nesne olarak kullanabilirsiniz. Akşam tüm aile bireyleri bir araya geldiğinde kutu içindeki notları birlikte okuyabilirsiniz.
Çocuğunuza o gün iyi yaptığı bir şeyin farkında olduğunuzu belirten bir sevgi notu yazıp, okuması için kahvaltı masasının üzerine ya da beslenme çantasının içine bırakın.
Çocuğunuza onun hakkında söyleyebileceğiniz tüm olumlu ifadeleri içeren bir teyp bandı verebilirsiniz ; “Sen çok özel birisin çünkü….” ,” ….. yapmanı çok takdir ediyorum”, “Seninle gurur duyuyorum” gibi sözler ruh halini etkiler.
Aile toplantısı düzenleyin. Çocuğunuz ailenin bir üyesi olduğunu düşünür, görüşlerinin ciddiye alındığını anlar, karar alma aşamasında yer aldığı için kendisini ekibin önemli bir üyesi olarak görür.
Bir aile meclisini ailenizin kurallarıyla ilgili tartışmaya, kurallar konusunda görüş birliğine varmaya ayırın. Aile kuralları akşam saat sekizde yemek yenir, herkes birlikte yemek yer, yemek yerken televizyon seyredilmez gibi aile içindeki işleyişin nasıl olması gerektiğini gösteren belirlemelerdir. Kural listesini herkesin görebileceği bir yere asın.
Çocuğunuzun yakın çevresi ve arkadaşlarını tanımanın en kolay yolu onları evinize davet etmektir. Diğer anne-babalarla tanışarak, birlikte zaman geçirerek aile yapıları hakkında bilgi edinebilirsiniz. Hep birlikte gezi, tatil planları yaparak çocuğunuzun arkadaşlarıyla birlikte güven içinde zaman geçirmesini sağlayabilirsiniz.
Çocuğunuzun devam ettiği okulun yönetici ve öğretmenleriyle tanışmak, onlarla düzenli olarak görüşmeler yapmak size onun akademik ve sosyal gelişimi hakkında zaman kaybetmeden bilgi sahibi olma olanağı sağlar. Okul- Aile Birliği gibi birimlerde etkin olarak yer almak anne-babalara okul ortamını yakından izlemek, yönetime ilişkin bazı konularda katılımcı olma fırsatı sağlar.
Saygilarla.
H.A.E
0 Comments:
Yorum Gönder
<< Home